04 Mayıs Cumartesi 2024
2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Türkiye afet yönetiminde çağ atlamıştır

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in katılımıyla Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında (AFAD) düzenlenen AFAD, İl Özel İdare ve İl Özel İdare Şirketleri Toplu İş Sözleşmesi İmza Töreni'ne katıldı. Toplu iş sözleşmesinin kurumlar, çalışanlar ve aileleri için hayırlı olmasını dileyen Soylu, AFAD, il özel idare ve il özel idare şirketleri çalışanlarının afet, deprem, sel gibi olaylarda görevinin başında olmaları nedeniyle teşekkür etti. "Yüzde 26 artış yapıldı" Soylu, emekten yana olduklarını, emeğin ve iş gücünün hakkının verilmesi durumunda rahmet ve bereketin çok daha fazla olacağına inanan bir anlayışın temsilcileri olduklarını aktararak, şunları kaydetti: "3 bin 500 liradan 4 bin 800 liraya brütü ama ikramiyeleriyle beraber ayda 7 bin liralık brüt, net 5 bin liranın da belki biraz, bir kısım üzerinde olan bir ücretle yüzde 26 artış yapıldı ve birçok sosyal haklar verildi. Allah razı olsun Bakanım. Biz de çok memnunuz. Çünkü çalışanlarımızın huzurlu olması, işten çıkarken o anlayış içerisinde çıkmaları bizim açımızdan fevkalade önemlidir. Hem işi yapacaklar hem güler yüzlü olacaklar hem de işin hakkını verecekler. Bunun için çok teşekkür de ediyoruz. Bir de arkada yüzde 10 yıpranma payı var. O da bizim açımızdan çok büyük önem taşımaktadır. Arkadaşlarımız da hak ediyorlar. İnanıyorum ki bundan sonra çok daha iyi olacaktır." Türkiye'nin büyüdüğünü, devletin ve milletin daha da zenginleşeceğini dile getiren Soylu, "Benim size söyleyeceğim bir tek şey var. Dünyanın neresinde olursa olsun bizim şu salondaki arkadaşlarımızın yaptığı işin bir benzerini yapabilmeleri mümkün değildir, eline su dökebilmeleri de mümkün değildir" diye konuştu. Soylu, afet olmadan geçen her günün bir fırsat ve bu fırsatın yarın elde olamayabileceğinin de aşikar olduğunu vurgulayarak, "Türkiye özellikle afet yönetiminde AFAD Başkanlığı eliyle ortaya koyduğu yeni yapılanmayla çağ atlamıştır" açıklamasını yaptı. 2021 Afet Eğitim Yılı çalışmaları Bir yandan il risk azaltma planları ve risk haritalarını hazırlamak bir yandan da afet anını yönetmek için müdahale kapasitesini sürekli arttırdıklarını söyleyen Soylu, "Buna ait tatbikatlar, toplantılar, yeni lojistik depolar, personel ve malzeme tedarikleri, ilk yardım ve tahliye planları yapıyoruz. Gönüllülerimizi ve STK'lerimizi işin içine dahil ediyoruz. Gönüllülerimizin rakamı 360 bine ulaştı" bilgisini paylaştı. Soylu, bugüne kadar sadece ulusal deprem araştırma programı kapsamındaki 57 projeye destek sağlandığını belirterek, şunları kaydetti: "Keza Afet Eğitim Yılı kapsamında eğitim alan sayısı şu ana kadar 26 milyon 45 kişi olmuştur. Burada yıl sonu hedefimiz 51 milyondur. Şu ana kadar da 11,5 milyon insan hazırladığımız videoyu tam zamanlı seyretmiştir. Ayrıca afetlere hazırlık kapsamında 2020'ye kadar İstanbul'da 568, 2021'de de 162 olmak üzere 730 toplantı gerçekleştirilmiştir. Türkiye'de 26 bin 323 afet ve acil durum toplanma alanı bulunuyor. İstanbul'da bu toplanma alanlarının sayısı 5 bin 600'dür. Kişi başına 1,20 metrekare düşüyordu, şu anda kişi başına 3,6 metrekareye kadar bunu çıkardık ve hakikaten 1-1,5 yılda bütün Türkiye'de afet toplanma alanlarının kişi başına düşen metrekare sayısını iki kattan fazla da arttırdığımızı ifade etmek istiyorum." Bakan Soylu, "2019-2020 yılları arasında AFAD'ın yapıp hak sahiplerine teslim ettiği afet konutu sayısı 51 bin 954'tür" bilgisini paylaştı.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: “Bizim için terör neyse uyuşturucuyla mücadele de aynıdır”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ordu´nun Ünye ilçesinde iş insanı Banu Akdeniz tarafından yaptırılan Şehit Eren Bülbül Özel Eğitim Anaokulu´nun açılış törenine katıldı. Burada konuşan Bakan Soylu, Kastamonu ve Sinop´ta ciddi bir sel afeti yaşandığını hatırlattı. Çocukluğunda sel olduğunda 36 saat yollarda kaldıklarını söyleyen Bakan Soylu, “Bazen yolun açılmayacağını söylediklerinde de tekrar Bafra´dan gelip bizi aldıklarını çok iyi hatırlarım. Tabii bu bölgenin doğası, coğrafyası kendine ait şartları beraberinde getiriyor. Ancak şunu da söylemem gerekir ki, bizim de tedbir almamız, doğayı tutuklamamamız, kelepçelemememiz lazım. Her birimizin sorumluluğu ve çok uzun yıllardan beri bu konuda hükümetimiz hakikaten çok önemli çalışmalar yapıyor. Eğer Bartın´da gerekli tedbirler zamanında alınmamış olsaydı o barajlar yapılmamış olsaydı gerekli sel ve taşkına yönelik tüm tahkimatlar gerçekleştirilmemiş olsaydı biz Kastamonu, Bozkurt ve Ayancık´ta yaşadığımızın belki daha büyük bir felaketini Bartın´da yaşayacaktık. Ama Allah´a şükürler olsun zamanında hükümetimiz tarafından tedbirler alındı. Bizim bugüne kadar gördüğümüz sel afetlerinin en büyüğü desek herhalde yanlış bir ifade kullanmış olmayız” dedi. ‘Yardım kampanyalarını devlet aciz olduğu için açıyor değiliz’ Afetlere ilişkin açılan yardım kampanyalarında bazılarının fitne üretme kampanyaları açtığını kaydeden Bakan Soylu şöyle konuştu: “Tüm bu süreçler içerisinde şahit olduğumuz bir nokta şudur ki; bu milleti ayakta tutan, karşılaştığımız hadiselere karşı bizi hem ayakta tutan hem de güçlü tutan, bir yandan da arkamızdan hayırlı işler bırakmak için bizi gayrete getiren hasretimiz gördük ki bizim inancımızdır. Şehit cenazelerinde gördük metanetimizi. Öyle bir metanet ki; göreni titretir ve o derece yüksek bir şeydir. Kimsenin telkinleri ile kimsenin sabır temennileri ile olabilecek bir iş değildir. Takip etmişsinizdir. Afetlerden sonra yardım kampanyaları açıyoruz. Ne yazık ki birileri de hiç gecikmez yardım kampanyalarını yerden yere vurma kampanyaları açarlar. Maalesef fitne üretme kampanyaları açarlar. Her türlü tezviratı ortaya koyarlar. Oysa biz bunu devlet aciz olduğu için açıyor değiliz. Yani belki söylememi istemez ama bu işin mesela bu yardım kampanyasının ilk harcını atanlardan bir tanesi de Banu Hanım’dır. Yani Bozkurt´taki ve diğer yerlerdeki ve aslında bizi de bu noktada hem bir kampanya açmaya yönlendiren hem de bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızla bu konudaki istişaremizi de güçlendiren bu adımlardır. Bunların her birinin önemli olduğunu söylemek istiyorum.” ‘Büyük bir milletin evlatlarıyız’ “Etrafımızdaki coğrafyada hakikaten büyük sıkıntılar var” diyen Bakan Soylu, şöyle devam etti: “Biz büyük bir milletin evlatlarıyız. Biz iyilik medeniyetinin çocuklarıyız. Etrafımızdaki, coğrafyamızdaki ateş çemberini biliyoruz. Şimdi valimizin arkasında genç bir kaymakamımız var. Onu İdlib´de görevlendirmiştik zamanında. Şimdi burada kaymakamlık yapıyor. Kendisi yüzlerce defa şahit olmuştur. Etrafımızdaki coğrafyada yetim evleri vardır. Sudan´dan Yemen´e kadar, bunlar başka ülkelerin gönül bağı olan milletler, başka milletlerin gönül bağı olan ülkeler değil. Bunlar bir dönem aynı sancak altında birlikte yaşadığımız, birlikte millet olduğumuz, unutmamamız gereken, eğer unutsak bunun bedeliyle karşılaşabileceğimizi bilen bir medeniyetin çocuklarıyız. `Biz biraz kendimizi bulduk, biraz zengin olduk´ diye şımarmalı mıyız? Sırtımızı mı dönmeliyiz? Yani bizim otoyollarımız var, şu anda hemen yanı başımızdaki ülkelerdeki yaşayan, bunlar yüz yıl önce millet olduklarımızın hak zaruret içerisinde olmalarına gözümüzü mü kapamalıyız ? Ne yapmalıyız? Eğer birçok oyunla, birçok fitneyle sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor ve bunları aşıyorsak, bilesiniz ki bu milletin dayanışma ruhu, yardımseverliğidir ve inancımızın bize sürekli tembih ettiği; komşun açken tok yatan bizden değildir anlayışını ruhlarımıza işlemesidir. Etrafımızdaki coğrafyada hakikaten büyük sıkıntılar var ama ben bu ülkenin bir evladı olarak, milletimizle de insanımızla da gurur duyuyorum. Dünyanın her tarafında izimiz var. Bangladeş´te yangın olur evler yanar bizim izimiz olur. Yemen de izimiz var. Hırvatistan´da deprem oldu biz göbeğinde bulunduğu Avrupa´dan oraya konteyner şehirler inşa ettik. Biz başka bir milletiz ve bunu gerçekleştiren, bu özgüveni bize sağlayan bir liderimiz ve cumhurbaşkanımız var. Bunlar geçmişte `acaba biz yapabilir miyiz, biz gerçekleştirebilir miyiz, biz becerebilir miyiz´ diye sorgularken, bize şunu da yaptılar; siz beceremezsiniz, siz gerçekleştiremezsiniz, siz yapamazsınız, dediler” ‘Yardım işleri öyle bereketli oluyor ki, binlerce yüz gülüyor’ Ülkede yaşanan orman yangınları ve sel afetleri döneminde afetzedelere yapılan yardımları anlatan Bakan Soylu, “Hiç kimse merak etmesin bugünün gençleri, bizden çok daha fazla bu ülkeye yarın sahip çıkarlar. Benim hiçbir endişem yok. Memleketimizi çok daha güçlü yaparlar. Görevi veren, görev alan bellidir. Bu yardım işleri öyle bereket oluyor ki, binlerce yüz gülüyor. Sel ve yangın hesaplarımıza, AFAD valiliklerimizin açtığı hesaplara şu ana kadar tam 635 milyon TL geldi. Katar ve Kuveyt´in de taahhütleriyle birlikte tam 1 milyar TL´yi buluyor. Bu önemli bir şeydir. Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun. Eğer orada o işlerin tamamı yapılıyorsa bizim elimizi dar tutmamamızdan kaynaklanmaktadır. Allah bu milletten de razı olsun 1400 TIR ve kamyon yardım malzemesi geldi. Hiçbir aksama olmadan o bölgelerde vatandaşlara dağıtıldı. Bizler inançlı insanlarız, inançlı milletiz. Gönüle, kalbe, maneviyata önem veren bir milletiz. Bizi maddiyatçı bir millet haline getirmek istiyorlar ama Allah´a şükür bir adım bile mesafe alabilmiş değiller” dedi. Çocukların geleceğinin önemli olduğunu belirten Bakan Soylu, “Biz ne yapıyorsak çocuklarımızın, ülkemizin geleceği için yapıyoruz. `Bu eğitim yuvalarında o pırıl pırıl güzel çocuklarımız, yetişsin ve onlar sayesinde bu vatanda ay yıldızlı bayrağımız dün ve bugün olduğu gibi yarın da nazlı nazlı dalgalansın´ diye yapıyoruz. Bizim Eren´imiz de annesinin kuzusu böyle okullarda okudu. Vatan ve millet sevgisini ailesinden, öğretmenlerinden, camideki hocasında arkadaşlarından ve büyüklerinden aldı. O sorumlulukla şehadete yürüdü, şehit oldu. Çocuklarımızın geleceği hepimiz için önemli. Biz çok şey çekmiş bir nesiliz. Darbeler gören bir nesiliz. Yüzde 8 binlik gecelik faizlerle bu ülkenin birikimlerinin bir gecede har vurulup harman savrulduğunu, birilerinin kasalarının aktığını gören bir nesiliz. Biz terörden günde onlarca ay yıldızlı tabutu taşıyıp içine acısını atan bir milletiz. Memleketimizi bölmek ve parçalamak isteyenlerin acımasız şekilde üzerimize saldırdığı bir nesiliz. Amerika´dan, Avrupa´dan şöyle parmak sallayıp bizi kendi içimizde büzmek isteyenlere şahit olduğumuz bir nesiliz. Biz karşı karşıya kaldığımız bazen doğal afetlerde ne yapacağımızı bilemediğimiz terörle mücadele ederken insansız hava araçları bozulunca onları tamire gönderdiğimizde geri gelmesini iki elimizi maalesef şakaklarımıza koyup endişe içerisinde bekleyen bir nesiliz. Biz gelecek nesillerimize böyle bir endişe bırakamayız. Onun için çok çalışıyor, gayret gösteriyor. Onun için birileri alınmalı alınmamalı mı diye bekleştiği risklerin hepsini alarak ülkemiz zengin, büyük ve güçlü bir Türkiye yapmaya çalışıyoruz. Biz biraz aşırıyız. Bizden sonraki gelecek nesillerin böyle bir tabloya ne kadar dayanıp dayanamayacaklarını bilmiyoruz. Onun için onlara dünyanın pusuda beklediğini bildiğimiz halde eğer biz onlara pusuda bekleyen bir dünyaya açık halde bırakırsak onlara da haksızlık etmiş oluruz. Onları bundan koruyan, onlara güven içerisinde büyüyen, etrafında güzel tohumlar ekmiş bir Türkiye bırakmak durumundayız. Bunu da zaten hep birlikte yapıyoruz. Onun için sorumluluğumuz, bu neslin sorumluluğu çok büyüktür. Allah´ın izniyle bunu başarabileceğimize inanıyoruz” dedi. ‘Bizim için terör neyse uyuşturucuyla mücadele de aynıdır’ Terör ve uyuşturucuyla mücadeleye de değinen ve rakamları paylaşan Bakan Soylu, şöyle dedi: “Uyuşturucuyla mücadele ediyoruz. Bizim için terör neyse uyuşturucuyla mücadele de aynıdır. 2017´de 941 çocuk ve insanımız, uyuşturucuya bağlı direkt nedenlerden hayatını kaybetti. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bir başladık. Bana da kızdılar bu arada. Zaten bize kızmak için de fırsat kolluyorlar. Dün demişim ki, `uyuşturucu satıcısını görünce polislerimiz veya jandarmamız ayağını kırsınlar´ Kötü mü demişim? Gelen noktayı size söyleyeyim. O gün 941 idi uyuşturucuya bağlı direkt ölümler. Geçen yıl toplam 314´e geldi yaklaşık 3 yıl içerisinde. Bu yıl da yüzde 26 ölümlerde düşüşle beraber gidiyoruz. O gün uyuşturucu satan, cezaevinde olan insan sayısı 5 bin civarındaydı. Bugün ise 92 bin kişi cezaevlerinde. Çocuklarımızın okul civarında uyuşturucuya musallat edilmesinden onları koruyabilecek bir anlayışı hep birlikte oluşturduk. Burası kimsenin istediği gibi uyuşturucu satacağı bir tarla değil. Buna müsaade etmeyiz. Afganistan´da, Amerika orayı 20 yıl işgal edecek, 30 bin dekardan neredeyse 300 bin dekara neredeyse 10 kat uyuşturucu ekim alanları artacak sonra oradan dünyaya transfer edilecek, biz de seyredeceğiz. Seyretmiyoruz, seyretmeyeceğiz de.” Bakan Soylu, “İnşallah bu yılı, geçen yılın altında ölümlerle kapatacağız. Hala teyakkuzumuz, uyuşturucu mücadelesinde alarm halimiz devam etmektedir. Burada bir okulun açılışında olduğu için söylüyorum. Uyuşturucu operasyon sayımız, geçen yılın bu döneminde 104 bindi. Bu yılın başından itibaren bugüne kadar 148 bin 585 oldu. Yani tam yüzde 42 arttı. Ölümler azalıyor. Her hafta 4 bin ile 5 bin arasında gözaltı sayımız oluyor. Esrar yakalamalarımız 2019-2020 arasında yüzde 35, sentetik ecza yakalamalarımız 2 kat, kök kenevir yakalamalarımız yüzde 171 yani neredeyse iki kat, pandemiye rağmen 2019-2020 arasında operasyonlarımız yüzde 7 arttı. Bu yıl içinde artarak devam ediyor” ifadelerinde bulundu. ‘Doğu ve Güneydoğu’nun makus tarihini yenmişiz’ Terörün yanında terörizmle de mücadele verdiklerini aktaran Bakan Soylu, “Eren´in şehit olduğu gün bize çok ağır geldi. Ve biz yemin ettik. O adamları bulacağız ve `Eren´i katlettikleri yerde ayaklarından ters bir şekilde ağaca asacağız´ diye yemin ettik. Sonra devletimizin, milletimizin şanına böyle bir şey yakışmaz dedik. Ama Allah şahidimiz Karadeniz´i bunlardan temizledik. Sözümüzü yerine getirdik. Hakkâri´de son 4 yılda 2020 hariç azalan terör olayları sayesinde çocuklarımız biraz kendine geldi geçen yıl 4, bu yıl 19 kişi tıp fakültesini kazandı. Terörle mücadele ediyoruz. Ama bunun yanı sıra biz terörizm ile de mücadele ediyoruz. Ülkemizi geliştirerek. Ne kadar yaşayacağımız, ne kadar hayatta kalacağımız belli değil. Müslümanız Allah´a teslim olacağız. Bugün varız, yarın yokuz. Birçok hükümetler, birçok adım atmışlardır. Allah herkesten razı olsun. Ama Tayyip Erdoğan´ın eli doğu ve güneydoğuya öyle bir değdi ki. Kimse söyleyemez, doğuda ne varmış. Her şey var batıda ne varsa doğuda da var. Bunu bu noktaya getirebilmek Türkiye´de ki bir zihniyet devriminin işidir. Terör örgütünün arkasında kimin olduğunu hepimiz biliyoruz. Onların temel amaçlarının ne olduğunu biliyoruz. Bu ülkeyi kirletmek olduğunu, rakiplerinden geri bırakmak olduğunu biliyoruz. Doğu ve Güneydoğu´nun makus tarihini yenmişiz” diye konuştu. ‘Kimseye fırsat vermiyoruz’ Bakan Soylu, “Beton yolumuz var, asfalt yolumuz var, hastanelerimiz, sağlık ocaklarımız, okullarımız var. Kimseye fırsat vermiyoruz, bizden sonrakiler de kimseye fırsat vermeyecek. Güçlü bir ülke olacağız, zengin bir ülke olacağız ve sadece ülkemizin huzurunu sağlamayacağız. Karadeniz´in bu güzel ve şirin ilinden de söylüyoruz. Bizim görevimiz sadece yaşadığımız sınırları huzurlu yapmak değildi, etrafımızda bulunan bütün coğrafyayı huzurlu yapmaktır. Biz büyük bir milletin evlatları olarak bu sözümüzü yerine getireceğiz. Ve göreceksiniz 21´inci yüzyılın önümüzdeki günlerinde etrafındaki coğrafyayı huzurlu yapan ve onları batının oyunundan çekip alan bir ülke olarak dünya tarihine ecdadımız gibi güçlü bir imza atacağız” diyerek sözlerini tamamladı. Bakan Soylu’nun konuşmasının ardından Şehit Eren Bülbül’ün annesi Ayşe Bülbül ile birlikte kurdeleyi keserek anaokulunun açılışını gerçekleştirdi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu duyurdu! Bir rekor daha

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 566 kilogram eroin ele geçirildiğini belirtti. "BİR REKOR DAHA" Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Evlatlarımızın, nesillerimizin uyuşturucuyla yok edilmesine izin vermedik, vermeyiz. Hakkari İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerimizden bir rekor daha. Yüksekova'da gerçekleştirilen operasyonda 566 kilogram eroin ele geçirildi. Emeği geçen tüm polislerimizi tebrik ediyorum." ifadelerine yer verdi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Bizim terörle mücadelede kullandığımız yöntemi ne PKK takip edebilir ne de onların akıl hocaları, batı istihbaratı takip edebilir

Sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a selam ve başarı dileklerini ileterek başlayan İçişleri Bakanı Soylu, “İki yıl önce de yine bu salonda bir araya gelmiştik. Yine bu salonda; 21. yüzyılın bir güvenlik açığı ortaya koyduğunu ve dünyanın ‘bu açığı nasıl kapatırız’ sorusuna cevap aradığını ifade etmiştim. Bazıları ifadelerimizi veya cümlelerimizi iri bulmuş olabilirler o tarihte. Aradan geçen 2 yılda, dünya buna bir cevap bulamadı. Hatta samimi şekilde cevap aradığını söylemek bile doğru olmaz. Hiçbir şey anlatmasak bile bugünkü tablo birçok şey ifade etmeye yeter. Ortadoğu ve Afrika, bugün hala istikrarsızlık, terör ve bunların doğurduğu kitlesel göçle anılıyor. Covid-19 salgını da bu güvensizlik iklimini şiddetlendirmiş görünüyor. Dünya, iki yıldır, yukarıdaki sorunun cevabını belki bulamadı ama cevabın ne olmadığı hakkında artık galiba bir fikri söz konusu. Küresel güvenlik politikalarının Davos’u olarak anılan ‘Münih Güvenlik Konferansı’nın 2020 yılı toplantısının ana temasının ‘Batısızlık’ kavramı olarak belirlenmesi, bu itirafın en açık örneğidir. Batısızlık; ABD merkezli bir blok haline gelen batı dünyasının, artık kendi içinde bir tutarlılık gösteremediği; batılı ülkelerin küresel çatışmalara seyirci kaldığı ve kendi ürettiği değerleri dünya geneline ihraç edemediğinden hareketle ortaya koyulan bir kavramdır. konferansın açılışını yapan Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, konuşmasında ‘artık dünyayı batılılaştırma fikrinden vazgeçelim. Dış politikamızı fazla zorlamamalıyız. Özellikle Avrupa ve Almanya, dünyaya daha az misyoner bir yaklaşımla yaklaşırsa başarılı olurlar’ ifadelerini kullandı ve Batının küresel hegemonya iddiasını kaybettiğini açıkça itiraf etti” dedi.  Batı Dünyası Sayın Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Millet Genel Kurulundaki Eleştirilerine İtiraz Edemedi   Soylu, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisinin ev sahipliği yaptığı sempozyumda Batı medeniyetinin yörüngesini kaybettiğini dile getirerek; “Kendi gelecek nesilleriyle ilgili sıkışmışlığı aşamıyorlar; yaşlanan nüfus tehlikesini ön görüyorlar; Uyuşturucu batağındaki genç nesillerini görüyorlar; Ortadoğu’daki ürettikleri istikrarsızliğin, göç ve terör olarak kendilerine dokunmaya başladiğini hem görüyor hem de yaşıyorlar ve kendi istihbarat örgütlerinin, belki seçilmiş yöneticilerden de bağımsız olarak dizayn etmeye çaliştiği dünya modelinin, bir şekilde kontrolden çıktığını; bunun para ve insan maliyetinin giderek arttığını görüyorlar. Alaska’da veya Alplerin arasında, tablo gibi şehirlerde refah içinde yaşayan insanlar, artık PYD’nin silah ihtiyacını vergileriyle finanse etmek istemiyorlar. Bu sonuçlar gün gibi karşılarında olduğu için, yıllardır kendilerini uyaran Cumhurbaşkanımızın önceki gün Birleşmiş Milletler ’de yüzlerine karşı yaptığı eleştiriye, iki gündür pek de büyük bir itiraz ortaya koyamadılar. Çünkü sonuç ortada… Suriye politikasinin; Irak politikasının; Afganistan politikasının; Afrika politikasının çöktüğü ortada. Dolayısıyla Batısızlık kavramının tartışılmasının somut bir altyapısı var ve inanıyorum ki bu tartışma, gelecekte daha da somut bir karşılık bulacaktır.” ifadelerini kullandı.   “Terörle Mücadele Yöntemimizi Ne PKK Ne De Onların Akıl Hocaları Anlayamaz”   “Bizim terörle mücadelede kullandığımız yöntemi ne PKK takip edebilir anlayabilir ne de onların akıl hocaları batı istihbaratları takip edebilir anlayabilir. Bu konuda hepsini susuz getirir susuz götürürüz. Evlatlarımızın kabiliyetine son derece güveniyoruz. Bu meseleyi bitirmek konusundaki azimleri ve iradeleri Sayın Cumhurbaşkanımız der ya “Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı” diye insansız hava araçlarıyla ilgili bizim arkadaşlarımızın ortaya koymuş oldukları bu konuda ciddi girişimle Batı’ya bu konuda nal toplattırır” diyen Soylu, Türkiye’nin teknoloji ve bilgi erişimindeki gelişimine dikkat çekti. “Her birisi ile gurur duyuyoruz. Tabii bir problemimiz var özellikle bilişim konusundaki arkadaşlarımızı özel sektör transfer etmek için çok yüksek paralarla devreye giriyor. Bu da bizim açımızdan yetiştirdiğimiz bir noktaya getirdiğimiz evlatlarımızın bazen tercih yapmalarına sebebiyet teşkil ediyor. Çok yetenekliler bizim evlatlarımız ürettiği el swaplarının yani parmak izlerinin Dünya’da çok az sayıda ülkede olan sayısallaştırma analizlerinin yine bizim evlatlarımız üretti. 4-5 katını veya bazen 7-8 katını batı ülkeleri bize satarken dediğimiz bulut altı görüntü aktarma kabiliyetine sahip olan o İHA sistemlerini zaten taktik İHA’lar Allah’a şükürler olsun onlar apayrı bir kabiliyet ve apayrı bir üstünlük meselesi. Bizim üs bölgelerimizin her birisi bir teknolojik donanım merkezidir ve her birisinin merkezle ve kendi bulunduğu alanlarla bir koordinasyon anlayışı söz konusu buralarda bambaşka bir noktaya geldik. Yine içeride muhalefet bol bol eleştiriyor” sözleriyle yerli ve milli bilgi erişimi kabiliyetinin öneminin altını çizdi.    PKK’dan 2016 Yılından Beri 1016 Kişinin İkna Yoluyla Teslim Olunması Sağlandı   PKK terör örgütüyle mücadele kapsamında teknoloji ve istihbaratın önemini belirten Soylu “Eğer bugün Türkiye’de Bugün kamu düzeni açısından ve bugün Türkiye'de ki etrafımızın Ateş Çemberi olduğunu bu salona söylememe gerek yok, eğer huzur güvenlik vatandaşımızın refahı size tek bir rakam vereceğim; 2016, 2017, 2018, 2019 da Hakkâri’de maalesef Tıp Fakültesi kazanan öğrencimiz yoktu.  Geçen yıl 4, bu yıl 19. Neyin nasıl sonuçlar verdi açısından o kadar önemli ki.  Ağrı Dağı bizim önemli bir yüzümüzdür, efsanemizdir, çok uzun yıllardır Ağrı Dağı’na çıkış unutulmuştu. Başladık Ağustos ayında 600 den aşağı kamp yapan yoktu zirveye kadar. Eğer bu teknolojiler olmasa bu koordinasyon olmasa bu anlayış olmasa bunu yapabilme kabiliyeti oluşturamaz. Açık bulunamaz mı dünyada açık verilmeyen sistem yoktur bu da çok nettir. Elbette ki bu sahanın korunması gereken gizliliği dolayısıyla burada bu konuda yaptıklarımızla ilgili detay vermem mümkün değildir. Ancak terörle mücadelemizde bugün elde ettiğimiz başarılar, PKK’dan 2016 yılından beri 1016 kişi ikna yoluyla teslim olunması sağlanmıştır” dedi.   Sosyal Medyadan Suçlu Tespit Etme Oranı Yüzde 80’e Yükseltildi   “2017 yılında sosyal medya platformlarında suç işleyen yıllık tespit oranı yine önemli bir rakam veriyorum yüzde 40 civarındaydı. Sosyal medya platformlarında 2017 yılında biz ancak suç işleyenlerin 100 kişisinden 40 kişisini tespit edebiliyorduk. Suçların daha çok gizliliğe önem vererek sahte profiller kullanması ve kimlik gizleyen programlar kullanmasına rağmen yani onlar da kendilerini genişlemelerine rağmen, günümüzde tespit oran yurtiçindeki kullanıcı oranında yüzde 80'i aşmıştır.Siber suçların soruşturulmasıyla alakalı olarak 2017 yılında nitelikli operasyon yapma kapasitemiz 3 il ile sınırlıydı. İstihbarat yetkisini düzgün ve anlamlı kullanılması Adalet Bakanlığı ile yapılan koordinasyonlu çalışmalar, eğitim ve seminerler ile bu kapasitenin 81 ile çıkarılması sayesinde operasyon ve tüm operasyonlar sayesinde yüzde yüz beşlik bir artış sağlanmıştır.  Küresel ölçekte geldiğimiz noktayı ise şöyle ifade etmek isterim: Uluslararası Telekomünikasyon Birliği her yıl ülkelerin Siber güvenlik durumlarını değerlendiren bir analiz yayınlanıyor. Bu yıl 15 Kriter üzerinden yaptığı analizler de 75 ülke içerisinde Türkiye 19. Sırada. Aynı listede Fransa 39, Almanya 43, Amerika 44. Sırada olarak görünmektedir. Ebetteki bu konuda pek çok farklı değerlendirmeler yapabilir ama açık bir gerçek var ki Türkiye bu alanda son yıllarda önemli bir ilerleme kaydetmiştir ve küresel kıyaslama da olumlu bir yere sahiptir.  Tabi bütün bunların yanı sıra konvansiyonel istihbarat hala önemini korumaktadır“ ifadelerini kullandı.  Belge İnceleme Kapasitesi 45 Binden 750 Bine Çıkarıldı   Soylu, siber alanda yaşanan gelişmelerinin altını çizerek; “Yıllık belge inceleme kapasitemizi dikkat edin 45 binden 750 bine çıkardık. Bu ne demektir biliyor musunuz? Sadece belgeye ulaşmak istihbari bir alt yapı oluşturmak değil hukukunda hızlı işlemesini işletilmesini sağlamaktır. 15 Temmuz sonrası ele geçen 2 milyon yüz bin FETÖ ile ilgili materyal incelemeyi bekleyen sadece 85 bin adet kalmıştır. Bazen bir teknik aletin bu bir cep telefon olur, bilgisayar olur, bir veri bankası olur, sökülmesi bile bir buçuk yılı bulur.  Bunlar o kadar kolay bir iş değildir.  Arkadaşlarımız oradaki o ince ayrıntılarla ulaştıkları neticeler bugün Türkiye'nin hukuk sisteminin güçlenmesine demokrasinin ayakları üzerinde daha sağlam basmasına seçilmiş iktidarın geleceğine güvenle bakmasına ve milletimizin verdiği reyin ve milli iradenin hâkim olmasının daha güçlü bir anlayışla ilerlemesine çok büyük katkılar sunmuştur. Siber suçlarla Mücadele Başkanlığımız, terör örgütlerinin eylem yapacağına ilişkin veya doğrudan can güvenliğine hedef alan paylaşımlarla ilgili olarak Twitter Facebook Google Telegram gibi uluslararası servis sağlayıcıları ve ülkelerle karşılıklı anlık bilgi paylaşımı yapmak üzere 7/24 temas noktası olarak görevlendirilmiştir. Ve şunu yine ifade edeyim size, Ben çok iyi hatırlıyorum 15 Temmuz'dan sonra Siber saldırılara karşı kuracağımız duvarlarla ilgili karşı arkadaşlarla hep birlikte dikkatli olalım dedim. Her kurum kendi arasında buna ait ilk önce bazen dışarıdan yararlanıcılarla bazen kendi imkânlarıyla sistemler kurdular” ifadelerini kullandı.    Ortak Koordinasyon Merkezi 10 Ekim’de GAMER Çatısı Altında Faaliyete Geçiyor Bilgi paylaşımında ortak koordinasyonun önemine dikkat çeken Soylu, “Şimdi geldiğimiz nokta Bizim Güvenlik Acil Durum Merkezimiz GAMER diye bir merkezimiz var,  işte 10 Ekim'de açılacak,  tüm bu siber saldırılara karşı İçişleri Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla Jandarma, Sahil Güvenlik, Emniyet, Nüfus, Göç, Sivil Toplum İşleri Genel Müdürlüğü ve kendi bakanlığımız çerçevesinde tüm birimler hepsini söylememe gerek yok, ortak bir koordinasyon Merkezi oluşturuyoruz Aynen her kurumdaki 7/24 organizasyonu yine bir çatı altında yine orda olmak suretiyle devam ettiriyoruz. Demek ki ihtiyaçlarımız bize yepyeni mekanizmalar üretmeye zorlamaktadır. Ayrıca 2017 yılında Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ek 7 maddesi ile İstihbarat yetkisi Siber'e verilmiştir Bu itibarla Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı emniyet teşkilatı içerisinde hem operasyonel hem de istihbari çalışma yapabilen hemen hemen tek birimdir” dedi.   SİBERAY Analiz Portalı 81 İlde Kullanıma Açıldı   “Nasıl bir güvenlik devriyesi var polislerimiz araçlarıyla bazen yaya, bekçilerimiz bir güvenlik devresi yapıyorlar, şu anda bütün birimlerimiz sanal devriye kurdular.  Bu da yetmedi, yani ihtiyacımız bir daha arttı. Yine ifade edeyim çocuklarımızı özellikle bu tehlikelerden koruyabilmek vatandaşlarımız da bu tehlikelerden koruyabilmek için hakikaten iyi çalışan iyi sonuçlar üreten çok genç olmasına rağmen SİBERAY diye Kızılay ve Yeşilay gibi kurumlardan mülhem SİBERAY diye hem uyarıcı hem koruyucu hem de destek olucu yepyeni bir Siber Suçlar Daire Başkanlığı altında bir alan oluşturduk. 81 il Siber Suçlarla Mücadele Şube müdürlükleri ve daire başkanlığı arasında uçtan uca profesyonel ve güvenli networkler oluşturuldu. Ve bu sayede tüm iller merkezdeki imkân ve kabiliyetlerden hızlı ve güvenli bir şekilde yararlanmaya başladı. Ayrıca içeriden ve dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı etkili bir savunma mekanizması olan biraz önce bahsettiğim her birimde Siber Operasyon Merkezi kuruldu. Şimdi 10 Ekim'de tek bir çatı altında tekrar diğer birimlere fayda sağlayabilmek için bulunacaklar. Çoklu veri tabanlarından sorgulama yapabilen ileri seviye dinamik istihbarat analizi yapan SİBERNET Analiz Portalını da 81 ilimizin kullanımına açtık” diyen Soylu, yerli ve milli analiz portalının önemine atıf yaptı.    İstihbarat Alışkanlığı Köklü Bir Türkiye var    Türkiye birçok alandaki gelişmelerine dikkat çeken Bakan Soylu, “21. yüzyıl Türkiye’si, afet yönetiminden tutun, uyuşturucu mücadelesine, terörle mücadeleden göç yönetimine kadar siber saldırılara kadar pek çok alanda, bizatihi Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği vizyon ve ortaya koyduğu icraatla, pek çok alanda küresel ölçekte kapasite üreten bir ülke haline gelmiştir. Bizim istihbarat alışkanlığımız, köklü bir alışkanlıktır” dedi.    Osmanlı Devletinden Türkiye Cumhuriyetine uzanan köklü bir bilgi işleme geleneğimiz olduğunu belirten Süleyman Soylu; “Organize bir istihbarat ağı kullanma geçmişimizin, Fatih Sultan Mehmet’e kadar gittiği, pek çok tarih kitabında pek çok makalede yer alan bir bilgidir. Sonrasında Yıldız Teşkilatı ve Teşkilatı Mahsusa gibi yapılar, aslında kendi içlerinde belli istihbarat tavrı geliştirmiştir. Halen Türkiye’de özellikle MİT, Genelkurmay, Jandarma ve Emniyet birimleri istihbarat faaliyeti yürütmektedir. Öteden beri bu dört kurum arasında beni bağışlayın koordinasyon eksikliği bizim en büyük sorunumuzdu. Ve özellikle 2009’lu 2010’lu yıllarda, Türkiye’den vesayetin kalkmasından sonra bu alanda da çok önemli gelişmeler yaşanmaya başladı. 2012 yılında milli istihbarat koordinasyon kurulu oluşturuldu, yani bir zihni beraberlik oluşturuldu. 2013 yılında güvenlik birimlerinin istihbarat paylaş imini sağlamayı hedefleyen müşterek istihbarat koordinasyon merkezi oluşturuldu, ayni zamanda bu koordinasyonda üretilen verilerin hisli paylaşımı için ‘Operasyonel Bilgi Paylaşım Sistemi’ hayata geçirildi ve böylece, koordinasyonun kurumsal altyapısı tamamlanmış oldu” ifadelerini kullandı.   15 Temmuz’dan Sonra Kurumlar Arası Bilgi Paylaşımındaki Sorunlar Ortadan Kalktı   15 Temmuz Hain Darbe Girişiminin ardından istihbarat sistemindeki kurumlar arasında bağlantının güçlendiği ifade eden Soylu “Sistemimiz bizim şöyle işler; Emniyet, Jandarma ve istihbarat verileri gelir. Ve elde ettiği istihbaratı paylaşır. Hem biraz önce bahsettiğim sistem üzerinde Genelkurmay ve MİT ile de paylaşılır. Diğer kurumlarda benzer konularda anlayışı ortaya koyarlar. Aynı zamanda çok ileri istihbaratlar yine özellikle o kadar iyi bir sistem oluşturulmuş ki hem Operasyonel bilgi paylaşım sisteminden yürütüyordur ama direkt kurumlar arasındaki irtibat öyle bir yüksek noktaya ulaşmıştır ki sanki kurumlar tek bir çatı altında bunu gerçekleştiriyorlarmış gibi elde edilen tüm bilgiler hiçbir çekince ortaya koymadan bütün kurumlarımızla hem OBİPAS’tan hem fiziki hem de bazen direkt istihbarat birim başkanlarımız kendi önemli gördüğü acil gördüğü yorumlanmasına gerek duyduğu konular diret paylaşılarak götürülür. Fiziki olarak götürülür. Veya fiziki olarak getirilir. Ve tüm bu yapı, özellikle 15 Temmuz’dan sonra daha yüksek bir istihbarat ve buna bağlı operasyonel bir kapasite oluşturulmasına imkân sağladı. Türkiye’nin başarılı olduğu bir alan da biraz önce bahsettiğim siber teknolojilere hem siber güvenlik hem de istihbarat alanındaki hızlı ve güçlü adaptasyonu olmuştur. Artık siber savaş alanıyla konvansiyonel savaş alanı birbirine sizde takdir edersiniz ki yakınlaşmaktadır. Siber savaşlar, kendilerine hedef olarak sadece bilgisayarınızdaki dosyaları hedef olarak seçmiyor. Üretim tesisleri, elektrik santralleri, su şebeke yönetim sistemleri, hatta elektrik dağıtım sistemlerini, enerji tesisleri gibi doğrudan hayatlarımıza temas eden yapıları kilitlemeyi, oralarda fiziki zarar üretmeyi hedefleyen bir savaş türü haline geliyor” dedi. 

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu: Yılda 5 bin 500 kişinin katıldığı terör örgütüne bu yıl 39 kişi katıldı

Kocaeli | İl Emniyet Müdürlüğü Araç Teslim Töreni'nde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Yılda 5 bin 500 kişinin katıldığı terör örgütüne geçen yıl 53, bu yıl şu ana kadar 39 kişi katıldı" dedi. Soylu, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Şuradaki insanların tecrübesi kadar Türkiye tecrübe görmemiştir. Hep birlikte çok çalışalım, gördüğümüz tecrübeyi, gördüğümüz acılara gelecek nesillerimize yansıtmamak için, el birliği ile yarına adım atmakla mükellefiz. Gelecek nesillerimiz bizim gibi bu karşı karşıya kaldığımız zorluklara göğüs geremeyebilirler, onlara önlerinin daha güvenilir olduğunu engellerin birer birer aşıldığı ve kendilerinin çok daha güçlü yarınlara büyük adımlarla gittiği bir Türkiye bırakmalıyız. Onlar babalarından bir Başbakan asıldığını duymayabilirler."

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu açıkladı! ilkbahar-yaz operasyonlarında 127 terörist etkisiz hale getirildi

İlkbahar-yaz operasyonlarında, "127 teröristi etkisiz hale getirdik, bunların 39'u üst düzey teröristtir. Kalan silahlı eleman sayısı 181, bu yılki katılım sayısı 40'tır.” diyen Bakan Soylu, “Önümüzde bir sonbahar kış operasyonu var. Eğer bu hızla gidersek, belki bir tane daha sonbahar yaz operasyonu yaparız, sonrasına gerek kalır mı bilemiyorum" şeklinde konuştu Ayrıntılar birazdan…

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu'dan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na: Hafızanız 24 saat

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi. Paylaşımında, "24 saat önce, yardımcın Türk Polisi'ni mahkemede suçladı, il başkanın Türk Polisine hakaret etti" ifadelerini kullanan Soylu, Kılıçdaroğlu'nun da Türk Polisini 'uyuşturucu kaçakçısı ve baronlara göz yumuyor' iftirasını attığını vurguladı. "İSTİRMAR HALKANIZA TÜRK POLİSİNİ İLAVE ETMEYİN" "Hafızanız 24 saat" ifadelerini kullanan Bakan Soylu, "İstismar halkanıza Şerefli Türk Polisini ilave etmeyin" dedi.

2 yıl önce

İçişleri Bakanı Soylu, Esenyurt'taki muhtarlarla buluştu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Esenyurt'ta bir otelde ilçede görev yapan muhtarlarla buluştu. Toplantı, görüntü alınmasının ardından basına kapalı yapıldı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 29 30